Çevre Ajansı – Abu Dabi (EAD), Qarnain Adası’nda kırmızı ayaklı sümsük kuşunun görüldüğünü doğruladı ve bu, Arap Körfezi’nde bu tür için nadir bir durum olduğunu gösteriyor. Bu keşif, EAD’nin yerel biyoçeşitliliği değerlendirmeyi ve ekolojik dengeyi korumayı amaçlayan rutin çevre izleme çabaları sırasında yapıldı. Ayırt edici kırmızı ayaklarıyla bilinen kırmızı ayaklı sümsük kuşu, genellikle tropikal adalarda ve kıyı şeritlerinde bulunur ancak yerleşik yerel kolonilerin olmaması nedeniyle Arap Körfezi’nde nadiren görülmüştür. Bölgedeki nadirliğine rağmen, tür IUCN Kırmızı Listesi’nde tehdit altında olarak sınıflandırılmamıştır ve bu da küresel popülasyonunun istikrarlı olduğunu vurgulamaktadır.
EAD’deki Karasal ve Deniz Biyoçeşitliliği Sektörü Yöneticisi Ahmed Al Hashemi, bu gözlemin önemini vurgulayarak, kırmızı ayaklı sümsük kuşunun balık ve kalamardan oluşan diyetinin deniz besin zincirinde kritik bir rol oynadığını belirtti. Ajansın izleme faaliyetleri, çeşitli yaban hayatı türlerinin ve yaşam alanlarının anlaşılmasına ve korunmasına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
Abu Dabi’nin yaklaşık 180 kilometre kuzeybatısında bulunan Qarnain Adası, çeşitli göçmen ve yerli deniz türleri için kritik bir sığınak görevi görmektedir. 2003 yılında Uluslararası Doğa Koruma Birliği tarafından küresel rezerv ağına dahil edilen bu ada, ekolojik önemini vurgulayan çeşitli flora ve faunayı desteklemektedir.
Adanın 1996’dan beri deniz ekosistemlerini ve dünya çapındaki tehlike altındaki türleri koruma yönündeki daha geniş çabalarının bir parçası olarak IUCN tarafından tanınması, küresel koruma çabalarındaki önemini yansıtmaktadır. Al Hashemi, Al Wathba Sulak Alan Rezervi ve Bul Syayeef Deniz Koruma Alanı da dahil olmak üzere bu rezervlerin, bölgenin tek sürekli üreyen büyük flamingo popülasyonu da dahil olmak üzere 260’tan fazla kuş türünün üremesi ve korunmasında önemli roller oynadığını sözlerine ekledi. Bu son gözlem, Abu Dabi’nin kayıtlı 426 kuş türüne eklenerek EAD’nin devam eden koruma girişimlerinin başarılı sonuçlarını göstermektedir. Bu tür çabalar, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir ekolojik uygulamaların teşviki için hayati önem taşımaktadır.